zeyra

Salı, Ocak 01, 2008

insan olmak, herşeyin denge üzerine yaratıldığı dünyada aslında ip cambazı olmaktır.

daima daha fazlasını isteyen bir insan olursanız, ne olduğunuz yerde mutlu olursunuz ne de olacağınız yerlerde; hep azıyla yetinen bir insan olursanız da olduğunuz yerde dururken sıkıntıdan mutsuz olursunuz.


temkinli adımlarla yol alırsanız büyük hayaller kuramazsınız, gerçekleşmediğinde üzülmemek adına, kimseyi deli gibi sevemezsiniz yalnız kaldığınızda boşluğu hissetmemek için; düşünmeden önünüze bakmadan attığınız adımlarsa çiğnemeden yuttuğunuz lokmalar gibidir, damağınız da hiç bir tat bırakmaz.


insanoğluna bu dünyaya gelmeden önce hayatı gösterilirmiş ve hayatını yaşamak isteyip istemediği sorulurmuş, bizler bu soruya evet diyenleriz. acaba neden? yaşarken hüzün ve üzüntü bizi yoğun hatta belki gereğinden fazla etkiliyor da sevinçli anlarımızı aynı derecede hissedemiyor muyuz? belki öyle uzaktan kendimize baktığımızda gördüğümüz mutlu ifade, hissettiğimizden çok çok daha güzeldi ve bizler buradayız.


o kadar basit ki esasen hepimiz aynı şeyleri istiyoruz, sevdiklerimizle çevrili bir kutu kutu pense halkasın da hem onlara hem bize düşüyor iş, onlar bize mutluluğu yaşatanlar, onlar bizim bu dünyaya geliş nedenimiz. o halkanın içinde, dönüp dururken aman size birşey olmasın diye gözünü üstünüzden ayırmayan bir annenin varlığı, iyi zaman kötü zaman ayırdetmeden hep o halkanın üyesi olacak kardeşler, halkanızı büyüten arkdaşlar, ve elinizi tutup gözlerinize bakarken kalbinize dokunabilen bir insan, yetmez mi?

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home